24 Mayıs 2013
Minik prensesimizin
aramıza katıldığı o güzel gün.
Bu tarihe prensimi
kucağıma aldığım 14 Haziran 2010 tarihinde karar vermiştim tam gününe kadar.
Ve rabbim gönlümden
geçtiği gibi olmasını nasip etti çok şükür.
Doğum hazırlıklarım
ikramlıklarım, şerbetim, hediyeliklerim, konuklarım herşey harika idi ilk
gün.
Oğlumu kucağıma
aldığım hastanedeydik yine, aslında oğlumda yaşadığım problemlerden
dolayı ikinci bebeğimi bu hastanede kucağıma almamayıda dilemiştim ama
doktorumu çok sevdiğim için yine onunla evladıma kavuşmak istemiştim.
İnsanın kendini ve
evladını teslim edebilmesi için kendini güvenli ellerde hissetmesi çok
önemli.
Bu nedenle hiç
istemeyerekte olsa yine o hastanedeydim.
Evde bir evlat varken
doğuma gitmek ilk doğumdan çok daha zordu.
Beni ve kardeşini iyi
hatırlaması için Ereni hastanede doğum gerçekteştikten sonra getirtmeye karar
verdik.
Hastaneye gittim ve
hazırlıklar yapıldıktan sonra doktorumun gülen yüzünü görünce içim
rahatladı.
Spinal doğumdu ve
hayatımda yaşadığım en güzel dakikaları yaşattı bana.
Spinal doğumda ilk
zamanlarda bacaklarınızı hissetmediğiniz için acının en yüksek olduğu zamanları
atlatmış oluyorsunuz ve narkozdan uyanma derdide olmadığı için iyi ki bunu
seçmişim dedim.
Hastane o kadar
biberon ve mama yanlısıki aradan geçen üç yıl içinde bu yönde kendilerini hiç
geliştirmemişler.
Hemşire inatla
emzirmeye müsait olmadığımı ve biberon vermeleri gerektiğini söylüyor sütüm
varken ve bebek emmeyi istiyorken neden biberon verilsin...
İlk bebeğimde de bunu
yaptıkları için hiç emziremediğimden hep içimde bir yerde uhde kalmıştır
zaten.
25 Mayıs 2013 Bebek
doktoru hanım bir hışımla odaya girdi bebek babanın kanını almış ABO sarılığı
geçiriyor artık inat etmeyin bebeğe biberonla mama verelim dedi benim
gözyaşlarım selll...
Bebeği aynı gün
değerler çabuk yükseliyor diye çocuk katına çıkardılar... Fototerapi cihazını
odaya getirmiyorlarki ekstra oda parası alsınlar...
Bizim yarımız doğum
odasında yarımız bebek odasında ben dikişler ile iki kat arası
koşturmakta...
Oda olmadı 26 Mayıs
2013 pazar günü doktor hanım evinden kalkıp bir hışımla hastaneye geldi
bebeğinizin sarılığı iyice yükselmiş ivig tedavisi yapılacak ve bu hastanede
yapılamıyor sizi ambulans ile başka bir yere sevk edeceğiz... BU hastanenin
yoğun bakım ünitesi ne işe yarıyordu acaba??? Bizden doğum dışında diğer oda
için ekstra para + foto cihaz parası aldılar.
Bizi apar topar
hastaneden postaladılar... Diğer hastaneye vardık prensesimi yoğun bakıma
aldılar bize bir kutu mama bez ıslak mendil vs ihtiyaçları aldırdılar.
Bebeğimi kollarımdan
alıp giysilerini ellerime verdiklerinde ruhumu teslim ediyorum sandım :(
İvig tedavisi cevap
vermezse kanını değiştireceklerdi.
O hastanede iki gün
kaldı ve ben sürekli gece gündüz süt sağıp götürdüm.
Sonrasında bir
telefon geldi ve bebeğiniz iyileşti gelip alabilirsiniz dediler.
İvig yapıldımı diye
sordum gerek kalmadı dediler.
Aldığımız mama kutusu
yarısına kadar inmiş ve bebeğimin elinin üzeri iğneden mosmor renge
bürümüştü.
İyi olmasına
şükrederek yine payımıza düşen ödemeleri yapıp bebeğimizi kucakladık.
Büyük bir sevinçle
eve geldik ve bebeğimi emzirmeyi denedim hayır emmiyordu :( Sütümü sağıp verdim
yutma refleksi bile yoktu.
Apar topar oğlumuzun
doktoruna götürdük.
Bebeğimizi muayene
eder etmez bazı testler yapıldı yenidoğan sepsis'i tanısı konuldu.
Önceki hastanenin
yoğun bakımından mikrop kapılmış olma ihtimali yüksekti.
Eğer yarım saat daha
geç kalınsa bebek kaybedilebirdi dedi doktorumuz ve hayatı tehlikesinin
sürdüğünüde bildirerek bebeğimizi tekrar yoğun bakım ünitesine aldılar. Buradan
mama bez vs. istemediler moral verdiler bize süt getirin dediler. ve bebeğin
önceki hastanede serum ile beslendiğini söylediler ki zaten kutunun yarısına
inmiş olduğu mamayı vermedikleri kesindi çünkü formül süt olan mama kızımı
zehirliyor şu andada veremiyoruz.
Bebeğimiz bu
hastanede yoğun bakımda antibiotik tedavisi görerek sadece tiroidleri
etkilenerek çok şükür hayata tutundu.
Şu an her gün içtiği
bir ilacı aylık rutin testleri var eğer ilaç içilmez ise zeka gerili ve cücelik
yapıyor.
3 Yaşına kadar kesin
kullanılacak sonra ya kesilecek ya ömür boyu kullanacak...
Bu doktorları ALLAH'a
havale ediyorum ve prensesimizin hayata tutunmasını sağlayan doktorlarımız
Alpaslan Tonbul ve Hamza Yazgan'a ve bebeğimizi her gün yıkayıp masajlarını
yapan hemşirelere, bana süt olsun diye her gün hoşaf getiren hizmetlilere,
aileme, o günlerde hastanede yanımda olan benimle birlikte koşturan dostum
Tuba'ma. Omzunda ağladığım bana moral vermeye çalışan Derya'ma. Selma'ma.
Hastanede yalnız bırakmayan ilkinime.
Çok uzakta olmasına
rağmen her an yanımda olduklarını hissettiren Burcuları'ma, Emine'me, Kendi
dertlerinin yanında derdime ortak olan mesafelere rağmen hep yanımda olan kader
arkadaşım Özgü'me ve arayıp derdime ortak olan tüm diğer dostlarıma teşekkür
eder ve bizlere dayanma gücü veren ve evladımıza şifa nasip eden yüce ALLAH'ıma
şükürler ederim.
Bu yazıya konu olan
1.hastane Maltepe Üniversitesi Kadın Doğum Hastanesi Çocuk Bölümü
2.hastane Avicenna
Ataşehir hastanesi
3.hastane ise şükür
ve teşekkür ile andığım Fatih Üniversitesi Sema Hastanesi
Rabbim kimseyi evladı
ile imtihan etmesin.