29 Aralık 2013 Pazar

Sebzeli Köfte


Prens ve prenseslerim için sebzeli köfte.
Özellikle sebze hiç yemeyen oğluma yedirebildiğim için çok çok mutluyum.

Malzemeler
100Gr Kıyma
1/2 Havuç
1/2 Havuç oranında pırasa
Maydanoz
Dereotu
Ekmek İçi
Yumurta Sarısı

Hazırlanışı
Yoğurma kabımıza kıymamızı alıyoruz.
Üzerine rendenin ince tarafı ile havuçu rendeliyoruz.
Pırasamızı incecik kıyıyoruz.
Bir tutam maydanoz ve dereotunu incecik kıyıyoruz.
Yumurta sarısı ve ekmek içi ilave edip güzelce yoğurduktan sonra şekil veriyoruz.
Teflon tavada yağsız olarak önlü arkalı pişiriyoruz.

Minik Kuzularımıza Afiyet Şifa Olsun

25 Aralık 2013 Çarşamba

İrmikli Kayısı

 
 
Prensesimin çok sevdiği harika tariflerimizden birisi.
 
 
Malzemeler +6
3 Yemek kaşığı İrmik
2 Su bardağı Su
1 Su bardağı doğranmış kuru Kayısı
1 Tatlı kaşığı Pekmez
Dövülmüş Ceviz
 
Hazırlanışı
Kayısıları 1-2 saat önce suya koyup bekletiyoruz ve ardından doğruyoruz.
Tencereye iki su bardağı su ve 3 yemek kaşığı irmik ilave edip biraz tuttuktan sonra kayısıları ilave edip kısık ateşte kıvamlanana dek pişiriyoruz.
Kıvam alınca altını kapatıp blenderdan geçiriyoruz.
Pekmez ve dövülmüş ceviz ekleyip karıştırdıktan sonra kuzularımıza afiyetle yediriyoruz.
 
*Süt alerjiniz yok ise bu tarifi 6+ süt ile hazırlayabilirsiniz.
 
Şifa olsun inşallah
 
 


20 Aralık 2013 Cuma

Portakallı Kereviz

 
+6
Malzemeler
1 Portakal
1 Kereviz
1 Patates
1 Soğan
1 Havuç
1 Tatlı kaşığı zeytinyağı
Hazırlanışı
Soğanı yemeklik doğrayarak biraz su ilavesi ile kavuralım.
Havucu küp küp doğrayıp ekleyelim
Kerevizi küp küp doğrayıp ekleyelim
En son patatesi ekleyip bir portakalın suyunu ilave edelim.
Kapatığını kapatıp kısık ateşte pişirelim.
Altını kapattıktan sonra zeytinyağını ekleyip afiyetle yedirelim.
 
 
*Bu sebze ve meyveleri tek tek deneyip alerji yapmadığına emin olduktan sonra veriniz.
*Bu yemeğin içinde yeşil yapraklı sebze olmadığı için ertesi gün verebilirsiniz yada benim gibi kalanı siz yiyebilirsiniz.
Süt için iyi beslenmek gerekli değilmi J

Eyvah Kabızım

ilk iki ay çok yolunda olan büyük tuvaletimiz 3.ayda tamamen değişti...

Çocuk doktorlarımız, çocuk cerrahı, fitiller, zeytinyağ ve sırf kabızlığı yenermiyiz diye 5.ayda denediğimiz ek gıdalar sonuç vermedi.

İşin aksine kabızlıkta değildi aslında yani yaptığında katı olmuyordu ama müdahale etmeden yapmıyordu.

Her 8.gün sonunda fitil atar atmaz yapıyordu.

6.ay muayenemizde doktorumuz bir biberon armut suyuna 1 yemek kaşığı zeytinyağı koyup içirelim deyince bizim şifamızda bu oldu çok şükür.

Sizlerinde böyle problemleriniz olursa üzülmeyin buda bir süreç ve kendiliğinden geçiyor.

7 Aylık Oldum Bile

 
 
 
 
İlk altı ayımız rüzgar hızı ile geçti...
 
Sepsisimiz, tiroidimiz, inek sütü alerjimiz, aşılarımız derken bu ilk 6 ayımıza çok şey sığdırdık
tabi bunların yanında kahkahalar, sevinçler, güzel anılarda var heybemizde...
 
Prensesimi ilk kucağıma aldığımda hemşire tarafından resmen anne sütü ve mama savaşı verdik.
Sütüm olduğu halde göğsünüz uygun değil, emziremezsiniz vs ile çatıştık.
Doktorda gelip bebeğiniz sarılık oluyor mama ile takviye yapalım deyince hemşire beni dinlemedi bile.
Sonra adacığım yoğun bakımlarda yattı ve yoğun bakıma alınırken ben süt sağıp götürdüğüm halde bir kutu mama aldırdılar ve adayı geri aldığımızda kutu dibindeydi ama ama benim prensesimin alerjisi var o mama ne oldu kime verildi kustuğu halde kızımamı verildi orası rabbim ile onların arasında...

Adamızı evimize getirdikten sonra sütüme takviye olarak verdiğimiz ilk mama da ada oluk oluk kustu ve hastanelik olduk markadanmı dedik tekrar denedik sonuç aynı.
Doktor gözetiminde iki farklı mama daha denendi ve sonuç aynı olunca inek sütü alerjimiz kesinleşti.

Neyseki anne sütümüz yettide ek gıdaya geçene kadar ilk 6 ay sadece anne sütü aldık.

Veee prensesim ek gıdaya başladı...
 


6 Aralık 2013 Cuma

Ahsen Ada'ya Kavuşmak

 
24 Mayıs 2013
Minik prensesimizin aramıza katıldığı o güzel gün.
Bu tarihe prensimi kucağıma aldığım 14 Haziran 2010 tarihinde karar vermiştim tam gününe kadar.
Ve rabbim gönlümden geçtiği gibi olmasını nasip etti çok şükür.
Doğum hazırlıklarım ikramlıklarım, şerbetim, hediyeliklerim, konuklarım herşey harika idi ilk gün.
Oğlumu kucağıma aldığım hastanedeydik yine, aslında oğlumda yaşadığım problemlerden dolayı ikinci bebeğimi bu hastanede kucağıma almamayıda dilemiştim ama doktorumu çok sevdiğim için yine onunla evladıma kavuşmak istemiştim.
İnsanın kendini ve evladını teslim edebilmesi için kendini güvenli ellerde hissetmesi çok önemli.
Bu nedenle hiç istemeyerekte olsa yine o hastanedeydim.
Evde bir evlat varken doğuma gitmek ilk doğumdan çok daha zordu.
Beni ve kardeşini iyi hatırlaması için Ereni hastanede doğum gerçekteştikten sonra getirtmeye karar verdik.
 
Hastaneye gittim ve hazırlıklar yapıldıktan sonra doktorumun gülen yüzünü görünce içim rahatladı.
Spinal doğumdu ve hayatımda yaşadığım en güzel dakikaları yaşattı bana.
Spinal doğumda ilk zamanlarda bacaklarınızı hissetmediğiniz için acının en yüksek olduğu zamanları atlatmış oluyorsunuz ve narkozdan uyanma derdide olmadığı için iyi ki bunu seçmişim dedim.
 
Hastane o kadar biberon ve mama yanlısıki aradan geçen üç yıl içinde bu yönde kendilerini hiç geliştirmemişler.
Hemşire inatla emzirmeye müsait olmadığımı ve biberon vermeleri gerektiğini söylüyor sütüm varken ve bebek emmeyi istiyorken neden biberon verilsin...
 
İlk bebeğimde de bunu yaptıkları için hiç emziremediğimden hep içimde bir yerde uhde kalmıştır zaten.

25 Mayıs 2013 Bebek doktoru hanım bir hışımla odaya girdi bebek babanın kanını almış ABO sarılığı geçiriyor artık inat etmeyin bebeğe biberonla mama verelim dedi benim gözyaşlarım selll...
 
Bebeği aynı gün değerler çabuk yükseliyor diye çocuk katına çıkardılar... Fototerapi cihazını odaya getirmiyorlarki ekstra oda parası alsınlar...
Bizim yarımız doğum odasında yarımız bebek odasında ben dikişler ile iki kat arası koşturmakta...
 
Oda olmadı 26 Mayıs 2013 pazar günü doktor hanım evinden kalkıp bir hışımla hastaneye geldi bebeğinizin sarılığı iyice yükselmiş ivig tedavisi yapılacak ve bu hastanede yapılamıyor sizi ambulans ile başka bir yere sevk edeceğiz... BU hastanenin yoğun bakım ünitesi ne işe yarıyordu acaba??? Bizden doğum dışında diğer oda için ekstra para + foto cihaz parası aldılar.
Bizi apar topar hastaneden postaladılar... Diğer hastaneye vardık prensesimi yoğun bakıma aldılar bize bir kutu mama bez ıslak mendil vs ihtiyaçları aldırdılar.

Bebeğimi kollarımdan alıp giysilerini ellerime verdiklerinde ruhumu teslim ediyorum sandım :(
İvig tedavisi cevap vermezse kanını değiştireceklerdi.
O hastanede iki gün kaldı ve ben sürekli gece gündüz süt sağıp götürdüm.
Sonrasında bir telefon geldi ve bebeğiniz iyileşti gelip alabilirsiniz dediler.
İvig yapıldımı diye sordum gerek kalmadı dediler.
Aldığımız mama kutusu yarısına kadar inmiş ve bebeğimin elinin üzeri iğneden mosmor renge bürümüştü.
İyi olmasına şükrederek yine payımıza düşen ödemeleri yapıp bebeğimizi kucakladık.
Büyük bir sevinçle eve geldik ve bebeğimi emzirmeyi denedim hayır emmiyordu :( Sütümü sağıp verdim yutma refleksi bile yoktu.

Apar topar oğlumuzun doktoruna götürdük.

Bebeğimizi muayene eder etmez bazı testler yapıldı yenidoğan sepsis'i tanısı konuldu.
Önceki hastanenin yoğun bakımından mikrop kapılmış olma ihtimali yüksekti.
Eğer yarım saat daha geç kalınsa bebek kaybedilebirdi dedi doktorumuz ve hayatı tehlikesinin sürdüğünüde bildirerek bebeğimizi tekrar yoğun bakım ünitesine aldılar. Buradan mama bez vs. istemediler moral verdiler bize süt getirin dediler. ve bebeğin önceki hastanede serum ile beslendiğini söylediler ki zaten kutunun yarısına inmiş olduğu mamayı vermedikleri kesindi çünkü formül süt olan mama kızımı zehirliyor şu andada veremiyoruz.
 

Bebeğimiz bu hastanede yoğun bakımda antibiotik tedavisi görerek sadece tiroidleri etkilenerek çok şükür hayata tutundu.
Şu an her gün içtiği bir ilacı aylık rutin testleri var eğer ilaç içilmez ise zeka gerili ve cücelik yapıyor.
3 Yaşına kadar kesin kullanılacak sonra ya kesilecek ya ömür boyu kullanacak...
 
Bu doktorları ALLAH'a havale ediyorum ve prensesimizin hayata tutunmasını sağlayan doktorlarımız Alpaslan Tonbul ve Hamza Yazgan'a ve bebeğimizi her gün yıkayıp masajlarını yapan hemşirelere, bana süt olsun diye her gün hoşaf getiren hizmetlilere, aileme, o günlerde hastanede yanımda olan benimle birlikte koşturan dostum Tuba'ma. Omzunda ağladığım bana moral vermeye çalışan Derya'ma. Selma'ma. Hastanede yalnız bırakmayan ilkinime.

Çok uzakta olmasına rağmen her an yanımda olduklarını hissettiren Burcuları'ma, Emine'me, Kendi dertlerinin yanında derdime ortak olan mesafelere rağmen hep yanımda olan kader arkadaşım Özgü'me ve arayıp derdime ortak olan tüm diğer dostlarıma teşekkür eder ve bizlere dayanma gücü veren ve evladımıza şifa nasip eden yüce ALLAH'ıma şükürler ederim.

 
Bu yazıya konu olan 1.hastane Maltepe Üniversitesi Kadın Doğum Hastanesi Çocuk Bölümü

2.hastane Avicenna Ataşehir hastanesi

3.hastane ise şükür ve teşekkür ile andığım Fatih Üniversitesi Sema Hastanesi
 
Rabbim kimseyi evladı ile imtihan etmesin.